Chapter 1: 1. Bölüm
Beni gelecekte bir yerlerde bulacağını biliyorum. Herkesin iyiliği için bunu yapmak zorundayım. Unutma, seni gelecekte bekliyor olacağım. Karanlık bir ormanda tek basina duran siyah pelerin giymiş pelerinin kapşonunu basina geçirmiş bir kadın vardı. Kadın aglayordu bir bebek aglama sesi eşliğinde sürekli bunu yapmak zorundayım lütfen beni afet bunu yapamak zorundayım diye tekrar ediyordu bebeğin ağlama sesleri yavs yavs bir yankıya dönüşüyor du ...
Sarah aniden gözlerini açtı ve yatağından doğruldu. gereğinden cok terlemisti hızlı hızlı nefes alıp veriyordu, ağzında garip bir tat ve kuruluk vardı hemen yanına koyduğu bir bardak suyu aldı ve aksamları içine sinek girmesin diye üstüne koyduğu çay tabagini su bardağının üstünden aldı ve suyu içmeye koyuldu suyu içtikçe ağzındaki o kötü tata arttı. biraz sakinleştikten sonra çekmesinin üstünde olan dijital saate baktı, saat 1.37 geçiyordu Sarah babası öldüğünden beri sürekli böyle rüyalar görüyordu ve artık sıkılmıştı kendi kendine dayanamıyorum dedi gerçi haksızda değildi babasının vefatı ona çok ağır gelmişti. Odadayı sadece dışardaki sokak lambasının turuncu renkteki ışığı ayırdı. yatağa geri uzandı başı sanki yastığa gömüldü. Dudakları hayla kuruydu. İstemsizce gözünden bir yaş damlasi aktı ve sıcak teninden aşaği dogru aktı. Yarınin Pazartesi olduğu aklına geldi bu onun canını dahada sıktı ama yinede uyumaya çalıştı.Sbah olduğunda yengesi paper in tiz ve kulak tırmalayan sesi onu uyandırdı kalk hadi kalk yeter doymadın mı uykuya yeter! Oysa Sarah dün gece hiç uyumamışı. yavaşça gözlerini açtı yesil gozleri birer yakut gibi göründü. Gözlerinin içi çapak la doluydu baya da sişip kızarmıştı. çabucak üstüne bir şeyler geçirip giyindi. hemen hemen 1 aydır amcasının evinde kalıyordu ve şimdiden bıkmıştı. babasını çok özlüyor du ve yengesi ne hiç alışamamıstı yengeside ona hatta yengesi bir çok kez amcasının onu yatılı okula göndermesi için kışkırtmıstı ama amcası iyi bir insandı ve Sarah'ı kardeşinin bir emanetiymis gibi görüyordu. ondan dolayı ona kötü davranmıyor fakat yengesinin kotu davranmasınada engel olmuyordu. Paper orta boylarda ince yasli beyazlaryan saçlarını siyaha boyamış fakat sac dipleri hayla beyaz olan kırışık yorgun bir yüze sahip kısır bir kadındı bundan dolayı hiç çocukları olmamıştır amcası tom popiye göre daha genç yakışıklı ve uzundu onları gören herkez onları karı koca olduğuna inanmıyordu amcasının evi küçüktü. 2 yatak odası taovlet banyo ve oturma odasıyla birleşik bir mutfak vardı. mutfağın koyu renkli giri mermer tezgahı çok pis görüyordu. evde sadece 2 kişi yaşamalarına rağmen tezgahın üstü kirli bulaşıklarla bir tümsek oluşturmuştu. Sarahın bugün doğum günüydü 18 ine basacaktı. Ama hiç kimsenin umurunda bile değildi. Sarah bile bugün hiç sevinmiyordu çünkü ilk kez babası olmadan doğum gününü geçirecekti.. Aynanın basina geçti uzun beline kadar gelen turuncu kıvırcık saçlarını taramaya koyuldu. saçlarını taradıktan sonra aynaya uzun uzun ve hüzünlü bir şekilde baktı o an içinden Artık kimsesizim beni bu dünyada seven tek kişide gitti diyordu koyu yeşil gözünü uzunca bir süre kırptiktan sonra gözünden aşağı bir damla aktı. Babasının vefatı ona zindana atılmak gibi hisetiriyordu . Sanki kocaman bir karanlığın içinde bir çift el onu boğmaya çalışıyordu sanki göğsünün üstünde kocaman ağır bir taş onun nefes almasını engelliyordu . Babası harry, uzun boylu siyah saçlı ve kahve renkli bir çift göz'e sahipti.sarah diğer insanlardan farklı olmasına rağmen onu hep sevmişti arda babasının arkadaşları o nun evine geliyor du Sarah ta onları kapının arkasından dinliyordu
"Bu kız doğduğunda neden onu yetim haneye vermedin ki seninle evlenmek isteyen onca kadın bu çocuğu gördüğünde vazgeçiyor" sonra başka biri atılıyor ve "onu yetim haneye bile almaz ki" Diyordu harry ise "sizde çok iyi biliyorsuniz ki ben hayatımda sadece birkez aşık oldum ve inan bana kalbimi başkalarına vermeye hiç niyetim yok ayrıca sarah benim her şeyim o benim ciğerim" Diyordu babası sarahin nefesiydi şimdi ise sarahin berki ciğerleri vardı ama alacak bir nefesi yoktu babasıyla birbirlerini tamamlıyor larıdı. Bu yıl son sınıfttı ve artık okul bitecekti. Sarah saate baktığında geç kaldığını gördü ve hemen dışarıya koştu okul servisi çoktan kalkmıştı. Sarah peşinden koştu ama yetişemedi. Mecbur 1.30 saat yurumek zorunda kaldı. Ilk dersi fizikti ve ilk derse epeyce bir gec gelmişti. Sınıfa girdi ve bir anda bir sessizlik çöktü. Fizikci mrs Margaret Brown sanki sarahı ilk kez görüyormuş gibi epeyce bir şaşırmıştı. Boğazını nazikçe temizledikten sonra; mrs garica neden geç kaldığınızı öğrenebilir miyim acaba Sarah ise biraz çekingen utanmış ve nefes nefese şey b-ben servisi ka-kaçırdım profesör Brown sınıftaki herkes sanki komik bir şey olmus casina kahka attı. Aralarından biri
hey Sarah siz ucubeler servisle mi okula geliyorsunuz ben süpürgelerle geliyorsunuz sanıyordum dedi Sınıftaki herkez yine dalga geçmeye başladı. Sarah ise başını iyice öne eğip saciyla yüzünü örtüyordu fizikci mrs Margaret Brown bidaha olmasın mrs garica buyurun geçebilirsiniz Sarah başını evet anlamında hafifçe saladi dedi. Sarah yavaş yavaş arka sıraya doğru yürüdü. O yürür ken zill çaldı ve profesör Brown Sınıftan dışarı çıktı. Sarah arka sıraya yürüdükçe sınıftakiler kafasına kağıttan toplar atıyordu. onunsa başı hayla eğik ve yavaşça arka sıraya yürüyordu. "hey Sarah çok merak ediyorum ailen o sivri çeneni hiç iğne niyetine kulaniyormu."
Sarah bu konuda haklı olduklarını biliyordu. Normale göre daha çok sivri bir çeneye sahipti "bence kulaklarını kulaniyorlardir sonuçta onlarda çenesi kadar sivri ve uzun."
Öğrencilerin hepsi tekrar kahka atmaya başladı. Derken bir ses geldi Onu rahat bırakın Bu gelen kate Dean di. Simsiyah saçları üsten at kuyruğu şeklinde bağlamış. Buğday tenli ince çekik gözlü üstündeki kahverengi ceket ile çok tatlı ve çekiciydi. Sınıftaki erkekler onu görünce geri çekilmiş fakat sınıfın kıskanç sımarık uzun boylu uzun ve siyah saçlı gür bir kahkule sahip olan kızı, Olivia byrne geri çekilmeyip Kate nin üstüne doğru ilerledi. "Vay vay vay, kate Dean koruyucu melek! yine mi sen" Kate dik duruşunu ve istifini hiç bozmadan cevap verdi. "Ah zavalı Olivia senin gibi zorbalar oldukça ben hep olucam lütfen bunu olduğundan şüphelenidiğim o küçük beynine sok" Hekez kate nin ve Olivia nın etrafını sarmış merak ve heyecan içinde sıradaki hamleyi kimin yapacağını bekliyordu. Olivia kate'in bu sözünden sonra çok sinirlenmişti. Sinirlenmişti dudaklarını ısırıyor derin derin soluk alıp veriyordu en sonunda dönüp dediki "kate tatlım Berki farkında değilsin ama o bizden değil yani saçlarının rengine bak yada gözlerinin Rengi veya o sivri çenesi ve kulakları ah o bir ucube" Kate tam ağzını açmıştı sarah aniden oradan hızlıca çekip gitti. Kate ise sınıftaki herkese çok sert bir bakış atarak hızlıca sarahın yanına koştu sarah dur beni bekle Sarah, hızla merdivenlerden aşağı inerken nefesi düzensizdi. Gözleri yaşlarla dolmuştu ve etrafında olan biteni tam olarak fark etmiyordu. Koridorda koşarken birkaç kişiye çarptı, bazı defterler ve kitaplar yere düştü. "Ö-özür dilerim… Özür dilerim…" diye hıçkırarak mırıldandı ama kimse onu önemsemiyordu. Hatta bazıları alaycı bir şekilde güldü. "Dikkat etsene, kıvırcık marul!" diye seslendi biri. Sarah onları duymazdan gelerek koşmaya devam etti. Arkasından gelen ayak seslerini işittiğinde duraksadı. "Sarah, bekle!" Kate'in sesi kolidor da yankılandı Ama Sarah durmadı. Gözyaşları yanaklarından süzülürken hızla tuvalete girdi ve kapıyı üstüne kilitledi. Klozetin üzerine oturup yüzünü elleriyle kapattı, hıçkırıkları küçük tuvalet kabininde yankılanıyordu. Dışarıda kalan kızlar yavaşça çıkıp gittiler. Birkaç dakika sonra, Kate kapının önündeydi. Önce duraksadı, sonra etrafına bakınıp yakındaki tadilat tabelasını alarak kapının önüne yerleştirdi. Böylece kimse içeri girmeyecekti. Sonra derin bir nefes alarak kapıyı nazikçe çaldı. "Sarah… Yapma." Sarah hıçkırarak cevap verdi. "S-sen neyi anlayabilirsin ki? H-hiçbir şey bilmiyorsun…" Kate yere oturdu, başını tuvaletin soğuk duvarına yasladı. Gözleri boşluğa bakıyordu. Bir an için, o da her şeyden kopmuş gibiydi. Yüzüne bir damla yaş düştü. Çatlamış dudaklarının üzerine süzüldü. Burnunu çekip dudaklarını diliyle ıslattı, ardından kısık bir sesle konuştu. "İnan bana, ne kadar acı çektiğini anlayabiliyorum." sarah hızla başını iki yana salladı. "Yalan söylüyorsun! Bana acıdığın için buradasın. Vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun! Sen… Sen beni gerçekten sevmiyorsun. Beni anlamıyorsun bile! Beni rahat bırak!" Kate'in yüzü sertleşti. Birkaç saniye sessizlik oldu, sonra alçak bir sesle konuştu: "Hayatın tüm sıkıntısını sen taşımıyorsun, Sarah. Dünya senin etrafında dönmüyor." Sessizlik bir kez daha çöktü. Ardından Kate'in sesi tekrar yükseldi, bu sefer titrek ama kararlıydı. "Benim annem… b-bizi terk etti." Sarah gözlerini açtı. "Ve… Bundan bir hafta sonra…" Kate'in çenesi titredi. Gözyaşları hızla yanaklarından süzülüyordu. "Ba-babam öldü." Sesi artık kesik kesikti. Hıçkırarak nefes almaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Birden kapı açıldı. Sarah hızla eğilip Kate'in yanına oturdu ve ona sıkıca sarıldı. Kate'in gözyaşları durmuyordu. "En garibi…" diye fısıldadı Kate. "İçinde olduğun boşluğa ve karanlığa bu kadar alışıp… aynı zamanda da hiç alışamamak…" Sarah, Kate'e daha da sıkı sarıldı. İkisi de bir süre öylece kaldılar. Ama dersleri vardı. Geç kaldıklarını biliyorlardı. Sarah önce ayağa kalktı, sonra elini uzattı. Kate gülümsedi ve elini tuttu. Tam ayağa kalkacağı sırada, Sarah'nın pembe hırkasının altından bileğine kadar uzanan morlukları fark etti. Bir an donup kaldı. Sonra gözleri ciddile "Sarah… Bunlar ne?" Sarah hızla hırkasını çekiştirerek kolunu kapattı. "Bir şey değil," diye mırıldandı. Kate, yavaşça Sarah'nın yanaklarına dokundu ve gözlerinin içine baktı. "Korkmana gerek yok. Bunu amcan mı yaptı?" Sarah'nın gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Ne? Amcam mı? Hayır! Dedim ya, bir şey yok. Hadi, derse geç kalıyoruz." Ama Kate geri adım atmadı. "Kim yaptı bunları?" Sarah ne diyeceğini bilemiyordu. Kate'in ısrarcı bakışları altında duraksadı. "Sarah…" Kate'in sesi soğuktu. "Söylemezsen seninle olan arkadaşlık ilişkimi keserim." Sarah, boğazının düğümlendiğini hissetti. En sonunda pes etti. "Tamam ama… Bana söz ver, hiçbir şey yapmayacaksın." Kate'in yüzü daha da sertleşti. "SARAH!" Sarah iç çekerek başını eğdi. "Geçen hafta… Sen hasta olup yurtta kalırken… Olivia ve arkadaşları." Kate'in gözleri kısıldı. Sinirle derin bir nefes aldı ve hızla kapıya yöneldi. "Kate, hayır!" Sarah onu tutmaya çalıştı ama Kate dinlemedi. Kilidi açıp merdivenlere doğru koştu. Sınıfa girdiğinde öğretmen henüz gelmemişti. Tüm sınıf ona şaşkınlıkla baktı. Kate doğrudan Olivia'ya yöneldi. Olivia, Kate'in bakışlarındaki öfkeyi görünce gerildi. Ayağa kalktı. "Ne oluyor bur—" Sözünü bitiremeden Kate, Olivia'nın saçını kavradı. Tam o sırada matematik öğretmeni, Bayan Samantha Murphy sınıfa girdi. "NE OLUYOR BURADA?!" diye bağırdı. Kate, öğretmenin sesini duyunca Olivia'nın saçını bıraktı. Olivia hızla kendini yere attı ve dramatik bir şekilde inledi. "Ah! Acıyor… Çok acıyor!" Bayan Murphy, hızla Olivia'nın yanına çömeldi."Tamam tatlım, sakin ol." Sonra başını kaldırıp Kate'e öfkeyle baktı."Kate Dean. Hemen müdürün odasına gidiyorsunuz."Kate dişlerini sıktı ama itiraz etmedi. Yavaşça sınıftan çıktı.Sarah tam peşinden gidecekti ki mrs sahmanta Murphy kimse dışarı çıkmasın" diye bağırdı ve öğrencilerden birini secip " hemen revire git ve yetkili biririni cagir dedi" öğrenci başıyla bunu onayladı ve Sınıftan dışarı koştu mrs sahmanta Murphy siyah ve kıvırcık kısa saçlara sahip kendi dediğinin her zaman olmasını isteyen beyaz tenli,oldukça gıcık bir insanda. Sarah onu hiç sevmezdi çünkü oda sarahın farklı bir insan olduğunu düşünür onun derslerinde görünce sanki ekşi bir limon yiyip göz devirmeye yada güzel bir yemeğin ortasında mide bulandırıcı bir şey görüyormuş gibi davranırdı. Hobileri ise sarhı tüm sınıf içinde rezil etmek veya Sarahın açı çektiğini görüp mutlu olmaktı. Bembeyaz tenin üstünde sivilceler ve ince üst dudağının üstünde kocaman siyah bir ben vardı. Pembe ve dar bir gömlek giymişti ki tüm vücud hatları gözüküyordu altına ise gri eski moda önden yırtmaçlı içinde zar zor yürüyordu gömleğinin üstüne eteği ile aynı renk gri bol bir ceket kombinlemişti sonunda zil calimist Sarah koşarak müdür odasının onune geldi ve kapının önde bekledi 5 dk sonra mrs Murphy geldi ve saraha iğrenç bir bakış atıktan sonra kapıyı çalıp iceri girdi kate uzunca bir bekletilen sonra dışarı çıktı Sarah hemen ona sarıldı "ne oldu cezamı aldın " Kate de evet diye cevap verdi Sarah hızlıca " ne cezası " okuldan atıldım çünkü şiddet eğimli bir ogrenci istemiyorlarmıs ama okulun kendi yurdunda kaldığım için bir hafta sonra gideceğim " Sarah "ne atildin mi bu benim yuzumden ah kate çok özür dilerim benim yüzümden " Kate saraha bakıp " hayır senin yüzünden değil hem birhaafa boyuna burdayım " dedi gülerek sarahta guldu ama sadece Kate daha fazla üzülmesin diye içinde okadar mutsuz ve üzgün du ku ne yapacağını bilemiyorudu sonr arkasını dönüp mudur odasının kapısını calacakti ki Kate onu durdurdu " Sarah yapma inan bana bir hafta sonra hersey farklı olacak ama biz yine bir arada olacağız" ders zili çaldı ve kate saraha " Hadi gidelim" dedi sınıfa gibilerinden herkez onlara bakıyordu Sarah ve kate arka sıraya oturdular oliva beliki olayı baya bir abartmış dı başını sarmiislardı ve etrafına insanları toplamış acıklı acıklı olayı anlatıyordu "anlıyor musunuz daha ne olduğunu anlamadan bana saldırdı tabi ben kendimi savunurdum ama ona bile izin vermedi ah bu kız bir vahşi " Kate onları duymazliktan geldi kapı açıldı içeri mrs sahmanta Murphy girdi giydiği dar eteği ile zar zor yürüyordu kucağındaki mavi büyük dosyalar beli ki ondan ağırdı dosyaları masaya yıktı sonra oturdu parmaklarını bir birine kitledi ve hic bir şey olmamis gibi "tünaydın gençler bugünkü konumuzu hatırlayan varmi acaba" Dedi Olivia ise hemen el kaldırdı "buyurun mrs byrne"
Dedi "bir üçgenin daire ile olan ilişkisini ve dairenin yarı çapını hesaplamayı öğretecektiniz ha bu arda ödev vermiştiniz ben yaptım" Dedi yüzünde küçük bir gülümseme ve küçümseme ifadesiyle herkez ise böbürlenme ye başladı
"offf ya hatırlatmasan ne olacaktı" "ah doğru diyorsun tatlım herkez ödevlerini çıkarsın kontrol edicem" sarah tabiki yapmamıştı o an Olivia nın başını duvara sürtmek yada daha farklı can acitma yöntemleri düşünüyordu Derken bir anda mrs sahmanta Murphy yanına geldi "mrs garica buyurun ödevinizi gösterebilirsiniz" dedi Sarahsa sadece "yapmadım" demekle yetindi bunun üzerine mrs sahmanta Murphy
"ah neden bu kadar sorumsuz olduğunuzu anlayamıyorum lütfen bu hafta sonu amcanız i benim yanıma gönderin berki o bu kadar sorumsuz olmanızın nedenini açıklar" Dedi ve diğer sıralarıda gezmeye koyuldu onlardan yapmamış olanlara ise lütfen bir daha olmasın Diyip geçiyordu sonunda zill çaldı. Öğrenciler yavaş yavaş dışarıya çıktı sarhsa kate ile birlikte sınıfata en arka sırada oturmaya devam etti kate matematik kitabını sırt çantasına koyuyordu tam o sırada Sarah kate e "Sence ben farklı bir insan mıyım" Dedi kate ise bunu hiç duymamış gibi davrandı Sarah tekrar sordu
"Sence ben farklı birimiyim" Kate aynı şekilde duymamazlıktan geldi ayağa kalktı ve kahve rengi ceketini siyah gömleğinin üstüne geçirdi sarhsa sonunda dayanamayıp "Kate cevap ver" Diye bağırdı kate ise bir anda oldukça ciddi bir ifadeyle başını kaldırdı sarah biraz korktu çünkü o kate hep tatlı neşeli çocuk gibi davranan içi içine sığmayan oldukça çılgın biri olarak görüyordu hatta bir keresinde kate kaldığı yurdda sarahı gizlice koyup orda 2 gün boyunca saklamıstı ve çok garip bir şekilde yakalanmamış lardı babası sarahın kate ile birlikte olmasına hiç kızmıyor hatta tam aksine onunla sanki vakit geçirmesini istiyordu. Kate ise şimdi baya ciddi bir yüz ifadesi takılmış sarahla göz teması kurmuş bir şekilde "Bana göre değilsin" Sarah bunu duyduktan sonra biraz hüzünlü bir şekilde " Yani evet demek istiyorsun "Dedi sonra kate " Yani demk istoyorum ki benim geldiğim yerde senin gibiler çok var ve inan bana orada hiç garip değilsin "Sarah kate e garip birseyi merakla inceliyor gibi baktı sonrada alaycı bir şekilde "çok merak ediyorum neresi orası" Dedi ve devam etti"ıımmm şey olabilirmi arkadaşımı tuhaf olmadığına - ki öyle - ikna etmeye çalışma yerimi acaba" Dedi ve kızgın bir surat ifadesiyle sırt çantasını alıp tam Dışarıya çıkıyordu ki kate arkasından "silmina kıralığı" Diye bağırdı Sarah ise "çocuk mu kandırıyorsun öyle bir yer yok" Kate ise saraha doğru bir kaç adım atarak
"Sarah bana ne kadar güveniyorsun" Dedi sarhsa konuyu anlamadığını ifade etmek için yüzünü buluşturdu ve "konumuzla ne alakası var "Dedi. kate tekrar "Sarah bana ne kadar güveniyorsun " Dedi ısrarlı bir şekilde Sarah da derin bir nefes alarak "güveniyorum" Dedi. kate tekrar nekadar güveniyorsun dedi. Sarah ise cidi bir yüz ifadesi ile "nekadar güvenmemi istiyorsun dedi" Kate de aynı cidillik ile cevap verd "benimle birlikte gelip bu hayatı arkada bırakacak kadar güvenmen yeterli olur" Sarah başını sağlayarak
"Sen delirmişsin delirmişsin ".